PEK KÖTÜ DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI
I.AÇIKLAMA
Pek kötü davranışın özel ve mutlak bir boşanma sebebi olması başka anlatımla davalı tarafından gerçekleştirilen pek kötü davranışlar sebebiyle ortak yaşamın davacı için çekilmez bir hale gelmiş olup olmadığı araştırılmayacağından pek kötü davranışın zulüm veya işkence boyutunda olması şarttır.
Pek fena muamelenin kapsamına İsviçre Medeni Kanun’un m. 138 hükmünde bedensel pek fena muameleler ile manevi pek fena muamelelerin gireceği kabul edilmekteydi.
Kaynak İsviçre Medeni Kanunun’un m. 138 hükmünde üç ayrı boşanma sebebi olarak gösterilmiştir.
-Cana kast,
-Ağır eziyet,
-Ağır hakaret
Bedensel pek fena muameleler İsviçre Medeni Kanununda ağır eziyet olarak ifade edilmiştir.İsviçre Medeni Kanunu m. 138 hükmünde yer alan bedensel pek fena muameleler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa pek kötü davranış (TMK. m. 162)olarak girmiştir.
Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davalarında dava hakkının iki halde ortadan kalktığını görmekteyiz: Hak düşürücü süre ve af.
Bu tür davaların dilekçe örneği için : PEK KÖTÜ DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ | Sümer Partners Avukatlık Bürosu (eceguneyli.av.tr)
III.İÇTİHATLAR
Davacının ceza kovuşturması sırasında şikayetinden vazgeçmesi pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası hakkını ortadan kaldırmaz.
”Davacı kadın Türk Medeni Kanunu’nun 162.maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davacı kadının boşanma davasına dayanak yaptığı ceza yargılamasında şikayetten vazgeçmesi ve tarafların yargılama sırasında biraraya gelmeleri nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve Ankara 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/640 esas ve 2016/15 karar sayılı dosya münderecatından da anlaşılmak üzere, ceza yargılamasına konu iki ayrı zamanda vukuu bulan erkek tarafından tarafından kadına iki ayrı fiziksel şiddet eylemlerinden, 13.03.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra tarafların biraraya geldikleri anlaşılmakta ise de en son yaşanan 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra ayrıldıkları, biraraya geldiklerinin mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi erkeği eczadan kurtarmaya yönelik olup erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olmadı ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır. Kaldı ki, davalı tarafın 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet eyleminden sonra affa ilişkin delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine 31.05.2015 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Öyleyse, Türk Medeni Kanunun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken, reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.”
Y2HD, 27.02.2018, E. 2018/1054, K. 2018/2622
Eşlerden biri pek kötü davranışta bulunursa diğer eş aynı anda dava içinde terditli dava açabilir.
”Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış,(TMK m. 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) belirtilen özel boşanma sebepleri ile bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir.Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166 /1)sebebi de oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir. Davacı öncelikle özel boşanma sebeplerine dayanarak boşanma davası açmış olduğundan, öncelikle boşanma sebeplerinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, özel sebep varsa, bu sebebe dayanılarak özel boşanma sebeplerinin gerçekleşmemesi halinde, deliller genel boşanma sebebi (TMK m. 166/1-2) çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Toplanan deliller öncelikle özel boşanma sebepleri bakımından değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”
Y2HD, 15.02.2018, E. 2016/10328, K. 2018/2053
Affın varlığının kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekir.
”Affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle kanıtlaması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre tarafların dava açıldıktan sonra bir araya geldikleri, ortak konutta birlikte yaşadıkları dosya içerisinde bulunan fotoğraflardan anlaşılmakla davacı erkek, davalı kadının kusurlarını affetmiştir.”
Y2HD, 12.02.2018, E. 2016/11205, K. 2018/1791
Pek kötü davranış sebebiyle açılan boşanma davası konusuz kalmışsa aile mahkemesince ”karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmelidir.
”Kadının kabul edilen boşanma davası temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olmakla erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının konusu kalmadığından ”karar verilmesine yer olmadığına” ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.”
Y2HD, 28.02.2017, E. 2016/7916, K. 2017/2110
Pek kötü davranış sebebiyle açılan boşanma davasında davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz.
”Özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz. O halde, somut olayda özel boşanma sebebiyle boşanmaya karar verildiğine göre davalı kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu husus nazara alınmadan, davacı erkeğe kusur izafe edilmesi doğru olmamakla beraber verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan boşanma kararının gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.(HUMK m. 438/son).”
Y2HD, 12.04.2016, E. 2015/16239, K. 2016/7380
Pek kötü davranış sebebiyle açılan boşanma davasında aile mahkemesi kararını gerekçeli oluşturmak zorundadır.
”Anayasanın 141/3. maddesi ”bütün mahkemelerin her türlü kararlar gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuki Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinde de kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtişmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmaların özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Davacı-karşı davalı kadın asıl davada zina (TMK m. 161)ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) sebebi ile, birleşen davada ise pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi (TMK m161) ile boşanma talep etmiş, mahkemece kadının özel boşanma sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahkemece hükmün gerekçe bölümünde zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği belirtilmiş ise de koşullara ilişkin bir açıklama yapılmamış, gerekçede tartışılmamış, bu sebeple Yargıtay denetimine elverişli olarak karar gerekçeli olarak açıklanmamıştır. Onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin ise hiçbir gerekçe oluşturulmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan yön üzerinde durulmadan gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.”
Y2HD, 15.03.2016, E. 2015/13099, K. 2016/4956
Kişiye sıkı sıkı bağlı haklardan olan boşanma davalarının takibi için avukatın vekaletnamesinde özel yetki bulunması zorunludur.
Boşanma davasına ilişkin kararın yargılamasının yenilenmesine ilişkin eldeki dava davacı erkek vekili Av. M ve Av. F tarafından açılmış ve takip edilmiştir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan boşanma davaları ile yargılamanın iadesine ilişkin davaların takibi için avukatın vekaletnamesinde özel yetki bulunması zorunludur.(HMK. md. 74)Davayı davacı erkek adına açan, takip eden ve temyiz eden adı geçen vekillerin vekaletnamelerinde özel yetki bulunmamaktadır. Özel yetki içeren vekaletnamelerin tamamlanması için, dosya mahalline iade edilmiş, usulüne uygun olarak adı geçen vekillere yapılan tebligata özel yetki içeren vekaletname dosyaya ibraz edilmemiştir. Mahkemece gerekçeli karar bu kez davacı asile tebliğ edilmiş ise de, davacı asil tarafından yetkisiz vekil tarafından yapılan temyiz başvurusuna icazet verilmesi yönünde bir işlem yapılmadığı gibi, gerekçeli kararın kendisine tebliğinden itibaren süresi içerisinde temyiz başvurusunda da bulunmamıştır. Hal böyle olunca; hükmü davacı Mehmet’e vekaleten temyiz eden Avukatlar M. ve Av. F kendilerine verilen süre içerisinde özel yetki içeren vekaletnamesini ibraz etmediklerinden ve kararın tebliğ edildiği davacı Mehmet de kararı temyiz etmediğinden, yetkisiz vekil tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına oybirliğiyle karar verildi.
Y2HD, 28.09.2015, E. 2015/16493, K. 2015/16385
Davayı takip eden Avukatın adli yardım kapsamında Baro tarafından görevlendirilmiş olması vekaletname sunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Davayı takip eden avukatın adli adli yardım kapsamında Baro tarafından görevlendirilmiş olması vekaletname sunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.(HMK.md. 76-77). Hükmü temyiz eden davalı vekili Av. E.A’un dosyada vekaletnamesi bulunmamaktadır. Temin edilerek evraka eklenmesi, aksi halde mahkeme kararının davalı asile tebliği ile tebellüğ belgesinin eklenmesi gereklidir. Sonuç: Yukarıda gösterilen eksiklik giderildikten sonra sonra, Dairemize geri gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine oybirliğiyle karar verildi.
Y2HD,25.04.2013, E. 2013/4800, K. 2013/11419
Mahkemece davanın pek kötü davranış sebebiyle boşanma istemine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Davacı hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış (TMK.md. 162) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK.md. 166) sebeplerine birlikte dayanarak boşanma isteminde bulunmuştur. Yerel mahkeme gerekçeli kararda delilleri münhasıran evlilik birliğinin sarsılmasına (TMK.md. 166) dayalı olarak değerlendirdiğini duraksamaya yer vermeyecek açıklıkla ifade etmiştir. Mahkemece davanın hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma istemi (TMK.md. 162) bulunduğu halde bu isteme ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan (HMK.md.297/c)eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Karşı oy: Davacı, davalının hakaret ettiğini, zorla ters ilişkiye girdiğini, herhangi bir işte çalışmadığını, ayrı ve müstakil bir ev açmadığını ve her fırsatta evlendiğine pişmanlık ifade ettiğini ileri sürerek; pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebeplerine dayanarak boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece, Türk Medeni Kanunun 162. maddesindeki özel boşanma sebebiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, ”evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve dava dilekçesinde geçimsizlik nedeni olarak ileri sürülen iddiaların ispatlanamadığı ”gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak gösterilen hadiseler, hem Türk Medeni Kanunun 162.maddesindeki, hem de aynı yasanın 166/1 maddesindeki boşanma sebebini teşkil eder. Davacı bu hukuki sebeplerden yalnızca birine dayanabileceği gibi aynı dava içinde her ikisine de dayanabilir. Boşanma sebebi olarak gösterdiği hadiseleri kanıtlamamış ve dava bu sebeple reddedilmiş olduğuna göre, bu red kararı 162.maddedekiboşanma sebeplerini de kapsar .Bu durumda mahkemece 162.maddeye dayalı sebeple ilgili ayrıca olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi artık gerekmez. O nedenle verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.
Y2HD, 30.11.2011, E. 2010/19865, K. 2011/20356.
Pek kötü davranış sebebiyle açılan davada evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası kararı verilemez.
Davacı-davalı kadının boşanma davası Türk Medeni Kanununun 162. ve 163. maddelerine dayalı olarak açıldığı halde Türk Medeni Kanunun 166/1 maddesi gereğince boşanmaya hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus taraflarca temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret etmekle yetinmiştir.
Y2HD, 04.04.2011, E. 2010/5178, K. 2011/5973.
/